Bu metnin;ne kadar da "kayan yazı" olduğunu düşündüren bir görüntüsü var deil mi?....ama hayatta hiçbişey göründüğü gibi değildir......aslında... dikkatli bakarsanız bunun "kaymayan bir yazı" olduğunu göreceğinizi biliyor muydunuz?..............................................lütfen dikkatle bakmaya devam edin.................................................. ve bunun aslında kaymayan bir yazı olduğunu görün....................................................evet,simdi hep birlikte bakışlarımızı, tam olarak bu noktaya davet edelim.............................................................şimdi yavaş yavaş kaymayan bir yazıymış gibi gelmeye başladı deil mi?.................................birazdan bunun gerçekten de kaymayan bir yazı olduğunu siz de göreceksiniz............................................................................kaymayan bir yazı...............................:)))))).........

Cumartesi, Kasım 25, 2006

Bira Keyfinde ICE Devri - EFES ICE

Şu yabancı dillerden ne kadar etkilendiğimizi geçen gün(bayaa oldu aslında) yeniden anladım. Oturuyoruz bi barda arkadaşlarla.Hani "Efes ice" diye bişey çıkmış ya.. Tadını çok merak ediyodum ondan aldım bi tane içecem. Sözde yapım aşamasında birayı donma derecesine kadar çıkarıp kristalize edip ayrıştırarak biranın acısını almaktalarmış.İdeal içim derecesi sıfır dereceymiş. Bi açıcam, "coss!.." etcek, içerken burnum üşüyecek, gözlerimi kapatıp kendimden geçicem beklentisi içerisindeyken ben tahmin edersiniz ki sidik gibi bişey verdiler elime.:))Anca bildiğin bira kadar soğuk getirmişlerdi ve hayal kırıklığına uğramıştım. Gereksiz bi ürün olduğunu farkettim o anda. Alkol derecesine bakayım bari dedim kaçmış. Çevirdim baktım: "Hacmen %4.2" yazıyodu. Bi an aptallaştım resmen çünkü ben nası okudum bunu:"Hekmen dört nokta iki"
-Hekmen ne ki? dedim.Yavuz, Irmak falan vardı bakalım, nerde yazıyo dediler. Onlar bakarken o anda ben de farkettim tabi durumu. Hacmen yani Hacim olarak evet..Ben de diyorum bi bilgisayar oyunu vardı Pacman diye, onun amca oğlu falan mı ki bu Hacmen :)
Bi de şu Yüksel Caddesinde "HENGAME" diye bi pideci var ya.. Bi keresinde onu da "HENGEYM" diye okumustum. :P :) Aslında komik ama garip de sanki biraz... Etkileniyoruz çok.Neden ingilizce okuyoruz ki mesela okulu ya? Gayet de "resistor" yerine "direnç", "receiver" yerine "alıcı", "sensör" yerine "duyarga" denebilir sanki.

Perşembe, Kasım 02, 2006

Okul Önlükleri

ilkokul önlükleri kadar boktan ikinci bi kıyafet giymedim ben hayatımda. Siyah olanlar hadi biraz karizmaydı da abim okula başladığı gün kapıya yapışıp ağlamıştım okula gidicem ben diye: -GİDİCEEEEEM!!! YAAA BEN DE GİDİCEEEEM!!! (salak işte şimdiki aklım olsa "başlamak için daha çok gencim" diye ağlardım) E ilk kez ayrılıyosun abinden tabi kolay değil. Bizimkiler de baktı olacak gibi değil.Abim 2inci sınıfa başladığı sene ilkokul için bir yaş küçük olduğum bu dönemde okula gitme hususunda ısrarlarım maximusa varınca anaokuluna yazdırmışlar beni. Anaokulundaki ilk günüm ölüm gibiydi. Eve dönüp:
-BU NEE YAA? BEN ABİ
MİNKİ GİBİ YAZMALI OKUL İSTİYORUM YAA!!! diye kızmıştım annemlere. Bütün gün şok olmus bi vaziyette montumu bile çıkarmadan oturmuştum sınıftaki kanepede. Gerçi annem önlüğümü giydirirken kıllanmıştım biraz ama küçüktük işte farkedemedik. Abiminki siyah, asi okul önlüğü benimki kırmızı beyaz pitikareli :P Düşünsene mutfaktaki masaörtüsüyle anaokulu önlüğüm aynıydı..böhüü Anaokulunu sevmeyince ben almışlardı beni annemler geri bi kaç ay sonra. Gerçi fena da olmamıştı; legodan kuş yapmayı öğretmişti bi çocuk bana :)(nası da unutmadıysam bunu) Sonra ilkokul yaşım geldi çattı okula başlayacam, hevesliyim bayaa da. Önlük almaya gittik. KÜT! Mavi... abi önlükler eskiden siyahtı ne güzel ya. Özeniyoduk biz onlara. Biz bi başladık mavi oldu. Bir anda kendime saygımı yitirdim ben. 3 ay kendime gelemedim. Şirinler gibi gezmeye başladık bahçede mavi mavi... Hayır mavi de mavi olsa! Mavi desen diil, lacivert desen diil... Boktan bi renk. Haa bak şimdi hatırladım ben bi de bu önlüklerin yakasına fitil olurdum. Bi türlü ilikleyemezdim. Annem iliklerdi benim yakamı hep. Hatta bigün birinci sınıftayken örtmenimiz sınıfta önlüğünü ilk kim giyebilecek yarışması yapmıştı. 5 kişi, çıkardı bizi tahtaya. Önce çıkardık üstümüzdekileri sonra kronometre eşliğinde başladık giyinmeye. İlk ben giyinmiştim ama sonuncu olmustum sırf bu yakamı ilikleyemediğimden... üff yaa...hoca da sapıkmış resmen bulmuş küçücük çocukları soyundurmuş. kendi çapında fantazi ohhh..