Bu metnin;ne kadar da "kayan yazı" olduğunu düşündüren bir görüntüsü var deil mi?....ama hayatta hiçbişey göründüğü gibi değildir......aslında... dikkatli bakarsanız bunun "kaymayan bir yazı" olduğunu göreceğinizi biliyor muydunuz?..............................................lütfen dikkatle bakmaya devam edin.................................................. ve bunun aslında kaymayan bir yazı olduğunu görün....................................................evet,simdi hep birlikte bakışlarımızı, tam olarak bu noktaya davet edelim.............................................................şimdi yavaş yavaş kaymayan bir yazıymış gibi gelmeye başladı deil mi?.................................birazdan bunun gerçekten de kaymayan bir yazı olduğunu siz de göreceksiniz............................................................................kaymayan bir yazı...............................:)))))).........

Perşembe, Nisan 12, 2007

20 Numaralı Koltuk

6 Nisan akşam 21 otobüsüyle Çanakkale’ye gitmek için yola çıktım. Askerliğini asteğmen olarak yapmakta olan abimi ziyaret edip hasret gidercektim… Bilete baktım 20 numara yazıyo. Orta kapının hemen önündeki koltuk oluyo 20 numara. Arkasında servis dolabı falan var. Şansıma süper yermiş 20 numaralı koltuk. Hem cam kenarı hem kek dolabının hemen önünde.Ben tabi gece boyu koltuğu yatırıp yatırıp kolumu uzatıp kek aşırdım arkadan. İşin ilginci utanmadan yedim bi de onları :)
Ben otobüslerde hiç uyuyamam diyip duruyorum ya, gece yolculuğu da olsa yanıma bi kitap aldım ki nası olsa uyuyamam gene bari okuyayım bişeyler de 11 saatlik yol boşa gitmesin dedim. Sunay Akın’ın “Kız Kulesindeki Kızılderili” adlı kitabını almıştım yanıma, başladım okumaya.. bi ara bi aptallaştım. Beynimin bana bi oyunu sandım duyduklarımı. Ama yoo bu gerçekti… Gözlerimle okuduğum satırları bi ses arkamdan seslendiriyodu fısır fısır. Üstelik cümlelerin sonuna “be ya…” ekleyerek?! Bi döndüm muavin:
- Ay üssü Urfa be yaaa…
- Anaa… sen miydin?
- He be yaa..
- :)
Aklımdan aşırdığım keklerin sayısını unutmaya başladığımı geçirerek geri döndüp yaslandım koltuğuma, tam da suratımdaki sırıtmanın yavaşça kaybolduğunun farkındalığı kafamı tutmuş sıkıştırırken…