Bu metnin;ne kadar da "kayan yazı" olduğunu düşündüren bir görüntüsü var deil mi?....ama hayatta hiçbişey göründüğü gibi değildir......aslında... dikkatli bakarsanız bunun "kaymayan bir yazı" olduğunu göreceğinizi biliyor muydunuz?..............................................lütfen dikkatle bakmaya devam edin.................................................. ve bunun aslında kaymayan bir yazı olduğunu görün....................................................evet,simdi hep birlikte bakışlarımızı, tam olarak bu noktaya davet edelim.............................................................şimdi yavaş yavaş kaymayan bir yazıymış gibi gelmeye başladı deil mi?.................................birazdan bunun gerçekten de kaymayan bir yazı olduğunu siz de göreceksiniz............................................................................kaymayan bir yazı...............................:)))))).........

Pazartesi, Mart 19, 2007

O dükkanın gizemi sonsuza dek bir sır olarak kalacak...

Bundan iki sene önce falandı sanırım. Bi kez de Yurtlar Spor Salonu’na deil de Merkez Kampüs Spor Salonu’na gideyim demiştim o neşeli bahar gününde… Öğrenciler çimlerde uzanmış keyif yaparken, gökyüzündeki bulutlardan anlamsız şekiller türeten sevgililer de mutluluklarını içten kahkahalarıyla yasıtamazken metalci öğrencilere; yandan asmalı çantaları sağ dizinin seviyesine inmiş, uzun saçlı, keskin bakışlı bu metalci öğrenciler kulaklarındaki kulaklığın yaydığı mükemmel böğürtü eşliğinde yürüyolardı sınıflarına... ve içlerinden “neden bu insanlar bu kadar mutlu?” diye sorarlarken kendilerine, ben de dersten erken çıkmış olmanın verdiği keyifle spor salonuna yürüyor ve bütün bu olup biteni gözlemliyordum. Tam spor salonunun önüne geldim, gözüme bi dükkan çarptı. Yerin biraz altında kaldığı ve tabelası ağaçların arkasında olduğu için orda olduğunu ilk başta farkedemediğim spor eşyaları satan bu dükkana girip etrafıma bakınmaya başladım. Bi kaç dakka bakındıktan sonra tam çıkıp gidecekken. Dükkanı işleten adam şöle dedi:
-Pardon!… bi bakar mısın!?
-Efendim..?
-Yaa…burda bi dükkan olduğunu arkadaşlarına da söler misin? :(
(Gülmemek için kendimi zor tutarak)
-Ta-tamam tabi… sölerim tabi…
diyerek ortamdan uzaklaşırken “ohoo ya batar bu adam” diye aklımdan geçirmiştim.

Şimdilerde o dükkan boş… yeni öğrenciler hiç bilemicek orda bi zamanlar yaşayan bu zavallı adamın dramını belki evet ama… O dükkanın gizemi sonsuza dek bir sır olarak kalacak bu kasvetli yol kenarında…

Kütpane :)

Bizim okulun kütpanesinde ders çalışan bi insanın uykusunun gelmemesi durumu çok karşılaşılan bişey değil gibi sanki… Ya da bende var bişeyler… Ya bi de sıcak oluyo kütpane tamam mı? Böle nası uyuyasım geliyo anlatamam. Tam bole çalışıyosun şimdi:
-
Evet tamam rooth locus evet… hmm…grafiği çizerseeek..hm.. imaginary axisin crossinglerini de buluuup, eveet…hımmm… K’yı da bulduk mu şey yöntemiyle..neydi o, hah…rouuth heerwitzzzz…zzzzZZZZZZzzzZZZZZ………………………………………………
Uyuya kalmak dedim de geçen Yavuz bir uyuya kaldı abi içerken bizim evde ehihihi :) resmini çektim haberi yok :) nohahaha!!! :)
Bi de benim garip bi huyum var… kütpanenin giriş katına birinci kat diyorum orta katına ikinci en üst katına da 3üncü diyorum halbuki en üst kata çıkınca kapının yanında dana gibi “2.KAT” yazıyo… ama ben nerdesin diyince ikinci kattayım diyenlere istemsizce kızıyorum…
-Alo nerdesin?
-Kütpane 2inci kattayım.
-3üncü katı diyosun yani..
-yok iki
-Tmm işte üç o üç… Üç de bundan sonra ;)

Lisede derslerde sınıfta otururken herkesin ayaklarını önündeki sıranın demirine uzatması gerektiğini savunurken ne kadar haklıysam, kütpanenin katlarına verilen numaralar konusunda da en az o kadar haklıyım.Herkes önündekinin sırasına uzatsa ne güzel ayaklarını önündeki demire uzatınca kimse topuklarıyla vurmazdı arkasındaki arkadaşının ayaklarına hiç bizaman.. Görüldüğü gibi gayet haklıydım bu konuda da ben halbuki ya :)
Bu benim tamamen ne demek ya da ne yapmak istediğimle alakalı, tamam mı?! Bu konuda artık benle tartışmayın. Ben 3üncü kat demek istiyorum yaa…Anaa…